İçinde bulunduğum çölden çıkmak için bugün yeni bir adım attım.
Çok daha yeni bir adım attım çünkü, yarın arkama baktığımda kumlar ülkesini göremiyor olacağım..
Bekle beni "Network Marketing" yeni bir lider doğuyor!
Ömer Faruk Balcı
Gönül boka konmuş, ot şok!
7 Nisan 2017 Cuma
5 Nisan 2017 Çarşamba
Abdest şart!
Bu sabah arabanın teki motorluya çarptı, motorlu yerde bam güm. Sonra adam motorluya yardım için aşağı indi ama kapıyı açık bıraktı arkadan gelen araç arabanın kapısını söktü, sonra motorlu araça yardım etmek istedi kamyonun altında kalıyordu. En son beraber abdest almaya gitmişlerdi sonrasını görmedim.
19 Mart 2017 Pazar
Göz göre göre
İnsanlar birbirlerine aşılarlar,
bazen sevgiyi, bazen nefreti, hüzünü, coşkuyu, insanlığı... Bazen de verilmek istenen asıl mesajı. Asıl mesajın üstü süslenir, çekici gösterilir, daha ılımlı hale getirilir, alıcıya övgülerle sunulur. Senin kişiliğin çok güzel, birçok insanda olmayan özellikler sende var, sen tam bu işi yapacak adamsın, bu fırsatı kaçırma vesaire vesaire... Sazan gibi atlayıp çene yayları gevşeyen, ağzı kulaklarına varan alıcı olayın farkında olmayıp bu teklifi kabul eder - bunlar genelde mal diye nitelendirdiğimiz insanlardır- ama övgülere layık olmadığını da belli etmiştir. Sessizliğini koruyup birkaç günde tanınmış ve karakteristik özellikleri tavan yaptığı söylenen alıcı, mantıklı sorular sorarak olayın boyutunu irdelemeye başlar ve tabiki de uygun bulunduğu fırsatı da değerlendirmeyi çok çok iyi bilir.
Çevresinde neler olup bildiğini bir metafizikçi gibi gözü kapalı açıklayan insanlara da dikkat eder, bunu da bilir ki geceleri kirpikler gözü gizler belki de metafizikçi öyle sanıyordur😊
#son1
27 Şubat 2017 Pazartesi
-Riçırt ve lanet şekerlemeleri-
En çok ta geçmişte yaptığım o cesurca eşeklikleri gülünç bulurum, hatta bazen utanır gibi olur, esmer tenimden belli olmayan yanaklarımdaki kızarıkları hisseder, çene yayımın gevşiyerek yılışma noktasına geldiğini gördükten sonra etrafımdakilere birşey çaktırmadan ciddiyetimi korumaya çalışırım.
Fakat nafile, gülünmeyecek gibi değildir.
Evet başkahramanımızın başından geçen bir olay...
Riçırt(13) çalışmakta olduğu terzi atölyesinden yeni çıkmış, üzeri iplik ve toz içerisinde eve gitmek için her zaman ki otobüs durağından otobüsüne binmiş, kendisinden yaşça büyük ama bi o kadar da tatlı bir bayanın yanına oturmuştu.
Kadın; deri ve üzeri pullu sarı çantasından çıkarttığı şekerlemelerden bir tane ağzına atttıktan sonra riçırta güler yüzle ikram etti. Riçırt bi hayli utangaç tavırla istemediğini kafasını sallayarak belirtti ama kadın ısrarlıydı. "Lütfen alır mısın?" dedi. Riçırt teşekkür ederim almayacağım demesine rağmen kadının avucunu pençeledi ve utancından arkasını döndü, kadının güldüğünü duyunca da ilk durakta indi.
Fakat nafile, gülünmeyecek gibi değildir.
Evet başkahramanımızın başından geçen bir olay...
Riçırt(13) çalışmakta olduğu terzi atölyesinden yeni çıkmış, üzeri iplik ve toz içerisinde eve gitmek için her zaman ki otobüs durağından otobüsüne binmiş, kendisinden yaşça büyük ama bi o kadar da tatlı bir bayanın yanına oturmuştu.
Kadın; deri ve üzeri pullu sarı çantasından çıkarttığı şekerlemelerden bir tane ağzına atttıktan sonra riçırta güler yüzle ikram etti. Riçırt bi hayli utangaç tavırla istemediğini kafasını sallayarak belirtti ama kadın ısrarlıydı. "Lütfen alır mısın?" dedi. Riçırt teşekkür ederim almayacağım demesine rağmen kadının avucunu pençeledi ve utancından arkasını döndü, kadının güldüğünü duyunca da ilk durakta indi.
14 Şubat 2017 Salı
Anlayan anlatsın...
Bazı şeyler vardır, anlam haznesi çok geniş, olabildiğine büyük...
Anlamsız gelebilir ama ne anlam vereceğimize anlam veremediğimiz anlamsız zamanlar gelecek ki o zaman belki de anlayacağız o geniş anlam kapasitesine sahip olan anlamlı diye nitelendirdiğimiz şeyin ne kadar da anlamsız olduğunu...
İşte bazı insanlar var ki bu kadar anlamsızlık içinde kendilerini anlamamızı istiyen lakin bizim anlamsızlık çukurunda boğulduğumuzu gördükleri halde anlayış göstermeyen. Bence bahsettiğimiz şeyler bu İnsanlardan ibaret, çünkü yaptıklarına bir isim koyamıyor anlam veremiyoruz.
Anlamsız gelebilir ama ne anlam vereceğimize anlam veremediğimiz anlamsız zamanlar gelecek ki o zaman belki de anlayacağız o geniş anlam kapasitesine sahip olan anlamlı diye nitelendirdiğimiz şeyin ne kadar da anlamsız olduğunu...
İşte bazı insanlar var ki bu kadar anlamsızlık içinde kendilerini anlamamızı istiyen lakin bizim anlamsızlık çukurunda boğulduğumuzu gördükleri halde anlayış göstermeyen. Bence bahsettiğimiz şeyler bu İnsanlardan ibaret, çünkü yaptıklarına bir isim koyamıyor anlam veremiyoruz.
6 Şubat 2017 Pazartesi
O zaman hemen bir sinema bileti al, çünkü rahat batıyor.
O filmin de sonu başından belliydi.
Acıtan da o değil mi zaten?
Ne olacağını bildiğin halde,
seni acıtacak şeylerin oralarda bir yerlerde beklediğini bildiğin halde,
sus pus oturup, daha kabuk bağlamayan yaralarının ne zaman kanayacağını kestirememek...
Aslına bakarsan;
Bakma ya boşver, akacak kan damarda durmaz.
Acıtan da o değil mi zaten?
Ne olacağını bildiğin halde,
seni acıtacak şeylerin oralarda bir yerlerde beklediğini bildiğin halde,
sus pus oturup, daha kabuk bağlamayan yaralarının ne zaman kanayacağını kestirememek...
Aslına bakarsan;
Bakma ya boşver, akacak kan damarda durmaz.
28 Ocak 2017 Cumartesi
Arayıp da bulamadığım veya bulup da göremediğim birşeyler var.
Öylesine uzak, öylesine uçsuz bir yerde ki gönlümde olup da hayatımda olmayanlar...
Bunun için ne yapmam gerek bilmiyorum. Sadece korkar adımlarla takip ediyorum beni doğru yola çıkaracak lakin doğruluğunun akıbetini kaybetmiş doğru olması gereken "doğru" takma adlarını.
Dediğim gibi, aslında ben korkak biriyim, duygusal manada da olsa bunun adı korkaklık, "kaybetme korkusu".
Bundan dolayı kendime kızmam ne kadar çözüm olur meçhul ama benim olmayan bir şeyi kaybetmekten neden korkuyorum ki?
Biraz geç oldu ama anladım ki bu soruya cevap dahi veremeyecek kadar korkuyormuşum.
Peki biz neden korkutmuyoruz? Yoksa yeteri kadar sevilmiyor muyuz? Sevilmek mi korkutur? Yoksa korktuğumuz için mi seviyoruz?
Geriye cevapsız sorular...
Bunun için ne yapmam gerek bilmiyorum. Sadece korkar adımlarla takip ediyorum beni doğru yola çıkaracak lakin doğruluğunun akıbetini kaybetmiş doğru olması gereken "doğru" takma adlarını.
Dediğim gibi, aslında ben korkak biriyim, duygusal manada da olsa bunun adı korkaklık, "kaybetme korkusu".
Bundan dolayı kendime kızmam ne kadar çözüm olur meçhul ama benim olmayan bir şeyi kaybetmekten neden korkuyorum ki?
Biraz geç oldu ama anladım ki bu soruya cevap dahi veremeyecek kadar korkuyormuşum.
Peki biz neden korkutmuyoruz? Yoksa yeteri kadar sevilmiyor muyuz? Sevilmek mi korkutur? Yoksa korktuğumuz için mi seviyoruz?
Geriye cevapsız sorular...
Kaydol:
Yorumlar (Atom)