7 Nisan 2017 Cuma

M G B 😎

İçinde bulunduğum çölden çıkmak için bugün yeni bir adım attım.
Çok daha yeni bir adım attım çünkü,  yarın arkama baktığımda kumlar ülkesini göremiyor olacağım..
Bekle beni "Network Marketing" yeni bir lider doğuyor!

5 Nisan 2017 Çarşamba

Abdest şart!

Bu sabah arabanın teki motorluya çarptı, motorlu yerde bam güm. Sonra adam motorluya yardım için aşağı indi ama kapıyı açık bıraktı arkadan gelen araç arabanın kapısını söktü, sonra motorlu araça yardım etmek istedi kamyonun altında kalıyordu. En son beraber abdest almaya gitmişlerdi sonrasını görmedim.

19 Mart 2017 Pazar

Göz göre göre

İnsanlar birbirlerine aşılarlar,
bazen sevgiyi, bazen nefreti, hüzünü, coşkuyu, insanlığı... Bazen de verilmek istenen asıl mesajı. Asıl mesajın üstü süslenir, çekici gösterilir,  daha ılımlı hale getirilir, alıcıya övgülerle sunulur. Senin kişiliğin çok güzel, birçok insanda olmayan özellikler sende var, sen tam bu işi yapacak adamsın, bu fırsatı kaçırma vesaire vesaire... Sazan gibi atlayıp çene yayları gevşeyen, ağzı kulaklarına varan alıcı olayın farkında olmayıp bu teklifi kabul eder - bunlar genelde mal diye nitelendirdiğimiz insanlardır- ama övgülere layık olmadığını da belli etmiştir. Sessizliğini koruyup birkaç günde tanınmış ve karakteristik özellikleri tavan yaptığı söylenen alıcı,  mantıklı sorular sorarak olayın boyutunu irdelemeye başlar ve tabiki de uygun bulunduğu fırsatı da değerlendirmeyi çok çok iyi bilir. 
Çevresinde neler olup bildiğini bir metafizikçi gibi gözü kapalı açıklayan insanlara da dikkat eder, bunu da bilir ki geceleri kirpikler gözü gizler belki de metafizikçi öyle sanıyordur😊
#son1

27 Şubat 2017 Pazartesi

-Riçırt ve lanet şekerlemeleri-

En çok ta geçmişte yaptığım o cesurca eşeklikleri gülünç bulurum, hatta bazen utanır gibi olur, esmer tenimden belli olmayan yanaklarımdaki kızarıkları hisseder, çene yayımın gevşiyerek yılışma noktasına geldiğini gördükten sonra etrafımdakilere birşey çaktırmadan ciddiyetimi korumaya çalışırım.
Fakat nafile, gülünmeyecek gibi değildir.
Evet başkahramanımızın başından geçen bir olay...
Riçırt(13) çalışmakta olduğu terzi atölyesinden yeni çıkmış, üzeri iplik ve toz içerisinde eve gitmek için her zaman ki otobüs durağından otobüsüne binmiş, kendisinden yaşça büyük ama bi o kadar da tatlı bir bayanın yanına oturmuştu.
Kadın; deri ve üzeri pullu sarı çantasından çıkarttığı şekerlemelerden bir tane ağzına atttıktan sonra riçırta güler yüzle ikram etti. Riçırt bi hayli utangaç tavırla istemediğini kafasını sallayarak belirtti ama kadın ısrarlıydı. "Lütfen alır mısın?" dedi. Riçırt teşekkür ederim almayacağım demesine rağmen kadının avucunu pençeledi ve utancından arkasını döndü, kadının güldüğünü duyunca da ilk durakta indi.

14 Şubat 2017 Salı

Anlayan anlatsın...

Bazı şeyler vardır, anlam haznesi çok geniş, olabildiğine büyük...
Anlamsız gelebilir ama ne anlam vereceğimize anlam veremediğimiz anlamsız zamanlar gelecek ki o zaman belki de anlayacağız o geniş anlam kapasitesine sahip olan anlamlı diye nitelendirdiğimiz şeyin ne kadar da anlamsız olduğunu...
İşte bazı insanlar var ki bu kadar anlamsızlık içinde kendilerini anlamamızı istiyen lakin bizim anlamsızlık çukurunda boğulduğumuzu gördükleri halde anlayış göstermeyen. Bence bahsettiğimiz şeyler bu İnsanlardan ibaret, çünkü yaptıklarına bir isim koyamıyor anlam veremiyoruz.

6 Şubat 2017 Pazartesi

O zaman hemen bir sinema bileti al, çünkü rahat batıyor.

O filmin de sonu başından belliydi.
Acıtan da o değil mi zaten?
Ne olacağını bildiğin halde,
seni acıtacak şeylerin oralarda bir yerlerde beklediğini bildiğin halde,
sus pus oturup, daha kabuk bağlamayan yaralarının ne zaman kanayacağını kestirememek...
Aslına bakarsan;
Bakma ya boşver, akacak kan damarda durmaz.

28 Ocak 2017 Cumartesi

Arayıp da bulamadığım veya bulup da göremediğim birşeyler var.

 Öylesine uzak, öylesine uçsuz bir yerde ki gönlümde olup da hayatımda olmayanlar...
Bunun için ne yapmam gerek bilmiyorum. Sadece korkar adımlarla takip ediyorum beni doğru yola çıkaracak lakin doğruluğunun akıbetini kaybetmiş doğru olması gereken "doğru" takma adlarını.
Dediğim gibi, aslında ben korkak biriyim, duygusal manada da olsa bunun adı korkaklık, "kaybetme korkusu".
Bundan dolayı kendime kızmam ne kadar çözüm olur meçhul ama benim olmayan bir şeyi kaybetmekten neden korkuyorum ki?
Biraz geç oldu ama anladım ki bu soruya cevap dahi veremeyecek kadar korkuyormuşum.
Peki biz neden korkutmuyoruz? Yoksa yeteri kadar sevilmiyor muyuz? Sevilmek mi korkutur? Yoksa korktuğumuz için mi seviyoruz?
Geriye cevapsız sorular...

23 Ocak 2017 Pazartesi

Gülün dikeni de vardı, biz orayı es geçtik


Ben ona gülüm dedim,
Gülüm dedim çünkü ancak  bi gül onun kadar zarif ve naif olabilirdi.
Gül demişken;
Bazıları vardır, o gülü dalından koparır,
Yapraklarini döker, sonra da defter arası yapıp rafa kaldırır.
Bizim gibiler vardır, o gülü sever, büyütür, okşar, besler...
Belki de üstüne gül koklamaz,
ama elinde diken izlerinden başka hiçbir şey kalmaz.
Demek ki neymiş abi? Değer verdikçe elinden kayıp gidiyormuş. Dalından kopar, yapraklarını seviyor sevmiyor uğruna yol,
Sapını da yak gitsin.
Ne demiş?
"Sana gülüm demiştim ya o gül soldu".

Yak abi🚬

  İmkansızı sevmişti adam imkanı varken bırakmamış imkansızlık için savaşmayı imkan sanarak her turlu imkanini imkânsız görmemeye devam etmişti.. Bir an durup düşünmeye başladı...
Nerde yanlış yaptım?
En büyük yanlışı en başta yapmıştı.
Lakin hâlâ kabullenmek istemiyor ve içindeki bi nebze umuda sığınarak yine herzamanki hayal dünyasına dalıyordu.
Yeni bir yol çizmişti, olan herşeyin üzerine bi çizik daha çekip o yola giden merdivenleri el ele tutuşup çıkıyoruz dedi Kendi kendine bir an.
Şimdi de ben diyorum; yok be kardeşim sen en iyisi bi dal sigara yak, bunlar artık filmlerde bile olmuyor.

22 Ocak 2017 Pazar

Adını sen koy👉

En gizemli yerlerden birisidir kadının dudakları, çünkü o iki dudak arasından çıkan sözcükler belirler senin mutluluğunu, bakış açını, nefretini, hüsranını..
Ve bazen öyle sözcükler çıkar ki o dudaklardan, seni hayal dünyalarına sürükler sanarsın ve onunla yetinmeyip hayallerinin gerçekleşmesini beklersin iple çekercesine, lakin sadece sanarsın çünkü yoktur öyle birşey.

Zaten en çok koyan da söylemeleri değil,
hayal dünyalarına sürükler gibi söylemeleridir, hadi eyv.

21 Ocak 2017 Cumartesi

Bazen...

Bazen susmak gerekir,
çünkü susarak anlatılır bazı anlamını yitirmiş sözcükler.
Bazen sevmek gerekir ki,
Anlayasın çok sevince sevilmediğini.
Bazen gitmek gerekir,
elveda demek ne kadar acıtsa da
adım atmaya mecalin olmasa da
gitmen gerekir ki bilsin üstüne sinen özlemin duygusunu.
Bazen sahiplenmen gerekir, sahiplen ki sen de yaşamaya başla onu kaybetme duygusuyla.
Bazen kaybetmen gerekir,
Çünkü biliyosundur kaybettiğin şeyin sana kazandıracaklarını.
Ve bazen söylemen gerekir,
en can alıcı kelimelerle ona olan duygularını.
biliyosundur reddedilmenin ne olduğunu, bildiğin kadar da korkuyosundur tekrar uğramasından..
Korkma çocuk, çünkü sen en doğrusunu yaptın, ne demiş şair "hayat gururun kadar uzun değil, seviyorsan söyle, istiyorsan yaz"...

16 Ocak 2017 Pazartesi

Bence kazanç;

Evet, ben çocukluğumu top peşinde koşarak, çamurlarda oynayarak, gezip eğlenerek doyasıya vakit geçirdiğim gibi aynı zamanda da çalışarak birşeyler öğrenmeye çalıştım. Kendimi bildiğimden beridir birçok meslekte çalışmışımdır. Çocukken sağladığım ufak kazançları her çocuk gibi ben de aileme destek olmak amacında sarf ettim ve büyüdükçe anladım ki ailemin benim getireceğim 3-5 kuruş paraya ihtiyacı yoktu, sadece kazanmanın zorluğunu öğrenemem içindi bütün bunlar..Gün geçtikçe öğreniyoruz ki önemli olan kazancından yanı sıra ondan ne kadar insanlık için harcadığına, heba ettiğine, bağışladığına. Öğrenmemizle yeterli kalıyo işte birşeyler yapmaya adım atmıyor, el yettirmiyoruz..

15 Ocak 2017 Pazar

İlk blog..

Burada olmamın sebebi, kısacası kendi duygu ve düşüncelerimi özgürce ifade etme isteğim diyebilirim. Bilirken susmak, bilmezken konuşmak kadar kötüdür, bundan dolayı kendi hayatımda yeri olan olmasını istediğim şeyleri tüm açıklığıyla paylaşmak, yazmak için buradayım..