Öylesine uzak, öylesine uçsuz bir yerde ki gönlümde olup da hayatımda olmayanlar...
Bunun için ne yapmam gerek bilmiyorum. Sadece korkar adımlarla takip ediyorum beni doğru yola çıkaracak lakin doğruluğunun akıbetini kaybetmiş doğru olması gereken "doğru" takma adlarını.
Dediğim gibi, aslında ben korkak biriyim, duygusal manada da olsa bunun adı korkaklık, "kaybetme korkusu".
Bundan dolayı kendime kızmam ne kadar çözüm olur meçhul ama benim olmayan bir şeyi kaybetmekten neden korkuyorum ki?
Biraz geç oldu ama anladım ki bu soruya cevap dahi veremeyecek kadar korkuyormuşum.
Peki biz neden korkutmuyoruz? Yoksa yeteri kadar sevilmiyor muyuz? Sevilmek mi korkutur? Yoksa korktuğumuz için mi seviyoruz?
Geriye cevapsız sorular...
28 Ocak 2017 Cumartesi
23 Ocak 2017 Pazartesi
Gülün dikeni de vardı, biz orayı es geçtik
Gülüm dedim çünkü ancak bi gül onun kadar zarif ve naif olabilirdi.
Gül demişken;
Bazıları vardır, o gülü dalından koparır,
Yapraklarini döker, sonra da defter arası yapıp rafa kaldırır.
Bizim gibiler vardır, o gülü sever, büyütür, okşar, besler...
Belki de üstüne gül koklamaz,
ama elinde diken izlerinden başka hiçbir şey kalmaz.
Demek ki neymiş abi? Değer verdikçe elinden kayıp gidiyormuş. Dalından kopar, yapraklarını seviyor sevmiyor uğruna yol,
Sapını da yak gitsin.
Ne demiş?
"Sana gülüm demiştim ya o gül soldu".
Yak abi🚬
İmkansızı sevmişti adam imkanı varken bırakmamış imkansızlık için savaşmayı imkan sanarak her turlu imkanini imkânsız görmemeye devam etmişti.. Bir an durup düşünmeye başladı...
Nerde yanlış yaptım?
En büyük yanlışı en başta yapmıştı.
Lakin hâlâ kabullenmek istemiyor ve içindeki bi nebze umuda sığınarak yine herzamanki hayal dünyasına dalıyordu.
Yeni bir yol çizmişti, olan herşeyin üzerine bi çizik daha çekip o yola giden merdivenleri el ele tutuşup çıkıyoruz dedi Kendi kendine bir an.
Şimdi de ben diyorum; yok be kardeşim sen en iyisi bi dal sigara yak, bunlar artık filmlerde bile olmuyor.
Nerde yanlış yaptım?
En büyük yanlışı en başta yapmıştı.
Lakin hâlâ kabullenmek istemiyor ve içindeki bi nebze umuda sığınarak yine herzamanki hayal dünyasına dalıyordu.
Yeni bir yol çizmişti, olan herşeyin üzerine bi çizik daha çekip o yola giden merdivenleri el ele tutuşup çıkıyoruz dedi Kendi kendine bir an.
Şimdi de ben diyorum; yok be kardeşim sen en iyisi bi dal sigara yak, bunlar artık filmlerde bile olmuyor.
22 Ocak 2017 Pazar
Adını sen koy👉
En gizemli yerlerden birisidir kadının dudakları, çünkü o iki dudak arasından çıkan sözcükler belirler senin mutluluğunu, bakış açını, nefretini, hüsranını..
Ve bazen öyle sözcükler çıkar ki o dudaklardan, seni hayal dünyalarına sürükler sanarsın ve onunla yetinmeyip hayallerinin gerçekleşmesini beklersin iple çekercesine, lakin sadece sanarsın çünkü yoktur öyle birşey.
Zaten en çok koyan da söylemeleri değil,
hayal dünyalarına sürükler gibi söylemeleridir, hadi eyv.
Ve bazen öyle sözcükler çıkar ki o dudaklardan, seni hayal dünyalarına sürükler sanarsın ve onunla yetinmeyip hayallerinin gerçekleşmesini beklersin iple çekercesine, lakin sadece sanarsın çünkü yoktur öyle birşey.
Zaten en çok koyan da söylemeleri değil,
hayal dünyalarına sürükler gibi söylemeleridir, hadi eyv.
21 Ocak 2017 Cumartesi
Bazen...
Bazen susmak gerekir,
çünkü susarak anlatılır bazı anlamını yitirmiş sözcükler.
Bazen sevmek gerekir ki,
Anlayasın çok sevince sevilmediğini.
Bazen gitmek gerekir,
elveda demek ne kadar acıtsa da
adım atmaya mecalin olmasa da
gitmen gerekir ki bilsin üstüne sinen özlemin duygusunu.
Bazen sahiplenmen gerekir, sahiplen ki sen de yaşamaya başla onu kaybetme duygusuyla.
Bazen kaybetmen gerekir,
Çünkü biliyosundur kaybettiğin şeyin sana kazandıracaklarını.
Ve bazen söylemen gerekir,
en can alıcı kelimelerle ona olan duygularını.
biliyosundur reddedilmenin ne olduğunu, bildiğin kadar da korkuyosundur tekrar uğramasından..
Korkma çocuk, çünkü sen en doğrusunu yaptın, ne demiş şair "hayat gururun kadar uzun değil, seviyorsan söyle, istiyorsan yaz"...
çünkü susarak anlatılır bazı anlamını yitirmiş sözcükler.
Bazen sevmek gerekir ki,
Anlayasın çok sevince sevilmediğini.
Bazen gitmek gerekir,
elveda demek ne kadar acıtsa da
adım atmaya mecalin olmasa da
gitmen gerekir ki bilsin üstüne sinen özlemin duygusunu.
Bazen sahiplenmen gerekir, sahiplen ki sen de yaşamaya başla onu kaybetme duygusuyla.
Bazen kaybetmen gerekir,
Çünkü biliyosundur kaybettiğin şeyin sana kazandıracaklarını.
Ve bazen söylemen gerekir,
en can alıcı kelimelerle ona olan duygularını.
biliyosundur reddedilmenin ne olduğunu, bildiğin kadar da korkuyosundur tekrar uğramasından..
Korkma çocuk, çünkü sen en doğrusunu yaptın, ne demiş şair "hayat gururun kadar uzun değil, seviyorsan söyle, istiyorsan yaz"...
16 Ocak 2017 Pazartesi
Bence kazanç;
15 Ocak 2017 Pazar
İlk blog..
Burada olmamın sebebi, kısacası kendi duygu ve düşüncelerimi özgürce ifade etme isteğim diyebilirim. Bilirken susmak, bilmezken konuşmak kadar kötüdür, bundan dolayı kendi hayatımda yeri olan olmasını istediğim şeyleri tüm açıklığıyla paylaşmak, yazmak için buradayım..
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
